Dijital Hizmet Vergisi Nedir?
Dijital Hizmet Vergisi, Türkiye’de 2020 yılında yürürlüğe giren bir vergi türüdür. Bu vergi, ülkede faaliyet gösteren uluslararası dijital hizmet sağlayıcılarını ve reklam verenleri hedefleyerek dijital ekonomiye yönelik adil bir vergi düzenlemesi sağlamayı amaçlamaktadır. Dijital ekonomi, geleneksel vergi sistemlerinin kapsamını aşan bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, dijital hizmet sağlayıcıları üzerinden daha adil bir vergi altyapısı oluşturmak amacıyla Dijital Hizmet Vergisi uygulanmıştır.
Dijital Hizmet Vergisi’nin Yükümlülükleri Nelerdir?
Dijital Hizmet Vergisi yükümlülükleri konusuna değinirken ilk olarak belirtmeliyiz ki bu vergi, gerçek veya tüzel kişiler adına vergi mükellefi olan veya vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulan kişilere yönelik olarak uygulanmaktadır.
7194 Sayılı Kanun’un 6/1 maddesi uyarınca belirlenen aylık vergilendirme dönemleri bulunmaktadır. Beyanname verme yükümlülüğü olan mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar, ilgili vergilendirme dönemine ait vergiyi, beyanname verme süresi içinde ödemekle yükümlüdür.
Mükellefler, kazanç elde etmiş olsunlar ya da olmasınlar, beyanname verme yükümlülüğüne her vergilendirme döneminde devam etmektedir. Vergi sorumlularının ise vergilendirme döneminde söz konusu vergiye tabi bir işlem gerçekleşmemişse bu dönemlerde beyanname verme zorunluluğu ortaya çıkmamaktadır.
Her bir hizmet kategorisinden kaynaklanan gelirin, beyanname matrahında ilgili hizmet türünün özel satırında ayrıntılı olarak belirtilmesi gerekmektedir. Beyannameler, dijital platformlar aracılığıyla elektronik olarak iletilmektedir.
Yükümlülüklerin ihlali durumunda Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Dijital Hizmet Sağlayıcıların hizmet erişimleri engellenebilir. Erişim kısıtlama kararı alınmadan önce ilgili yükümlülüğün 30 gün içinde yerine getirilmesi için bir uyarı yapılır. Yükümlülük hala karşılanmazsa Dijital Hizmet Sağlayıcı’yla ilgili karar, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ile paylaşılması amacıyla gönderilir ve erişim kısıtlama kararı, bildirim alındıktan sonraki 24 saat içinde uygulanır.
Mükellef, yükümlülüğünü başarıyla yerine getirdiğinde Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından erişim kısıtlamasının kaldırılmasına dair bir karar verilir. Bu karar, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) iletilir ve sonucunda dijital hizmetlere erişim 24 saat içinde yeniden sağlanır.
Dijital Hizmet Vergisinin Temel Amacı
Dijital Hizmet Vergisi’nin temel amacı, uluslararası dijital hizmet sağlayıcılarının Türkiye’de elde ettikleri gelirler üzerinden vergi alınmasını sağlamaktır. Bu kapsamda vergi, genel olarak şu hizmetleri sağlayan şirketlere yönelik olarak uygulanmaktadır:
Reklam Hizmetleri: Reklam hizmetleri, dijital ortamlarda ürün ve hizmet tanıtımını sağlayan, markaların dijital platformlarda görünürlüğünü artıran hizmetleri içerir. Bu kapsamda, sosyal medya reklamları, arama motoru reklamları, banner reklamlar gibi çeşitli dijital reklam stratejilerini içerir. Dijital reklam hizmeti sunan şirketler, kullanıcı profillerini analiz ederek hedef kitleye özelleştirilmiş reklam içerikleri sunma amacı güderler. Dijital Hizmet Vergisi, bu tür reklam hizmetleri sunan uluslararası şirketlerin Türkiye’deki gelirlerinden vergi alarak dijital reklam faaliyetlerinin vergilendirilmesine katkıda bulunur.
Dijital İçerik Hizmetleri: Dijital içerik hizmetleri, film, müzik, oyun, e-kitap gibi dijital medya içeriklerini kullanıcılara sunan platformları kapsar. Bu tür hizmet sağlayıcıları, abonelik modelleri veya tek seferlik satışlar üzerinden gelir elde ederler. Dijital Hizmet Vergisi, bu tür dijital içerik hizmeti sunan uluslararası şirketlerin Türkiye’deki kullanıcı tabanından elde ettikleri gelirleri vergilendirir. Bu sayede dijital içerik tüketimi üzerinden sağlanan ekonomik değer vergi sistemine dahil edilmiş olur.
Pazar Yeri Hizmetleri: Pazar yerleri, elektronik ortamlarda alıcı ve satıcıları bir araya getiren platformlardır. Bu platformlar, ürün veya hizmet satışı gerçekleştiren işletmelerle tüketicileri buluşturur. Pazar yerleri genellikle bir aracılık hizmeti sunarlar ve bu hizmet karşılığında komisyon alırlar. Dijital Hizmet Vergisi, pazar yerleri üzerinden sağlanan hizmetlerin vergilendirilmesini amaçlar. Türkiye’deki kullanıcılara aracılık eden uluslararası pazar yerleri, elde ettikleri komisyon gelirleri üzerinden vergi ödemekle yükümlüdürler. Bu, e-ticaretin dijital ekonomi içindeki vergisel etkileşimini düzenlemeye yönelik bir adımdır.
Dijital Hizmet Vergisi oranı %7,5 olarak belirlenmiştir ve vergi, yıl içinde elde edilen brüt gelir üzerinden hesaplanır. Vergi, söz konusu hizmetlerden elde edilen gelirin Türkiye’de yerleşik olmayan bir mükellefe sağlandığı durumları kapsar. Verginin beyanı ve ödemesi ise aylık dönemlerle gerçekleştirilir.
Dijital Hizmet Vergisi’nin Türkiye’de uygulanması, küresel ölçekteki dijital ekonomik faaliyetlere adil bir vergi düzenlemesi getirme çabası içindeki önemli bir adımdır. Bu vergi, uluslararası dijital hizmet sağlayıcıları üzerinden Türkiye’de elde edilen gelirleri kapsayarak dijital ekonomideki vergi açıklarını kapatma amacını taşımaktadır. Ancak, bu düzenleme uluslararası düzeyde çeşitli tartışmalara yol açmıştır. Küresel düzeyde dijital hizmet vergilendirmesi konusunda ortak bir standartın oluşturulması ve bu konuda işbirliği yapılması ihtiyacı, vergi sistemlerinin karmaşıklığını ve sınırların ötesinde faaliyet gösteren dijital platformların vergilendirilmesine yönelik daha geniş bir çözüm arayışını gündeme getirmiştir. Türkiye’nin Dijital Hizmet Vergisi uygulaması, uluslararası dijital ekonomik faaliyetlerin vergilendirilmesi konusundaki global çabalar içindeki yerini alarak dijital ekonominin geleneksel vergi sistemleriyle uyumlu bir şekilde yönetilmesine yönelik ilginç ve karmaşık bir deneyimi temsil etmektedir.